Ne kadar sürer?

Tanıdık bir soru değil mi, "peki sonuç almam ne kadar sürer?" genellikle bir ezoterik locada veya grupta çalışmaya yeni gelen birine ezoterik teknikler açıklandıktan sonra duyulur. "Ne kadar sürer?" diye sorarak aslında öğrenci modern ezoterizme dair bir çok şeyi ortaya çıkartır.

Sabır eksikliği..
Pek çok insan ezoterizme sanki bir iş planına bakıyormuş gibi yaklaşıyor; kısa vadeli düşünme, hızlı getiriler, minimum yatırım ve temettüler yoluyla düzenli getiri sağlama ortak düşünceleri gibi görünüyor. Bu sabır ve strateji eksikliği genelde öğretmenlerini, ekipteki diğer arkadaşlarını ve daha da önemlisi kendilerini kısa sürede hayal kırıklığına uğratıyor. Bir çok kez bir teknik gösterdiğimde 10-15sn sonra kişi "hissedemiyorum.", "yapamıyorum." gibi söylemlerde bulunmaya başlıyor.. benim açımdan da bu büyük bir hayal kırıklığı elbette. Tekniği bulana ve geliştirene kadar verdiğim seneleri, saatler süren odaklanmaları hiçe sayan çıkarcı bir yaklaşım bu.

Gerçek şu ki, içsel gelişim zaman alır. Sanat veya bilim alanlarında doktora adayı olmak yıllar alıyorsa, ezoterik uygulamada yetkin hale gelmenin daha az sürmesini nasıl bekleyebiliriz? Buradaki anahtar kelimenin uzman veya usta değil, yetkin -teknik olarak güvenilir sonuçlar verebilecek kapasiteye sahip- olduğunu unutmayın. Bu tarz "hemen olsun." düşüncesiyle yola çıkarsanız size eziyet gibi gelecektir ve yolda giderken görebileceğiniz güzellikleri bile fark edememeye başlayacaksınız ve en sonunda yoldan çıkacaksınız ya da size "kısa vadede büyük güç" vaat eden yanlış yollara sapacaksınız. WE Butler'ın öğrencisi ve Servants of Light'ın (SOL) kurucu ortağı olan Dolores Ashcroft-Nowicki, bir röportajında büyülü tekniklerde beceri kazanmanın yaklaşık on yıl sürdüğünü belirtir. Ayrıca Fransız simya topluluğu Doğa Filozofları'nın kurucusu Jean Dubuis, kişinin "İçsel Ustası(üst bilinci)" ile işleyen bir diyalog geliştirmesinin yirmi yıla kadar ciddi ezoterik uygulamalara ihtiyaç duyabileceğini sık sık belirtmiştir.

Gül Haç Tarikatı (AMORC) tarafından yayınlanan Gül Haç El Kitabı'nda psişik aydınlanma ve Kozmik Bilincin kazanılması konusuna ayrılmış bir bölüm bulunur. Kuruluşun kurucusu Harvey Spencer Lewis tarafından yazılan makale, yeniden ve yeniden belirtilmesi uygun olan bir çok noktaya değiniyor.


Genel anlamda ortalama bilgi birikimine sahip birini ustalığa ulaştırmak 5-6 sene sürer dersek, bu süre kişinin spiritüel yolculuk çizgisinde bir nokta kadar olacaktır. Bazı okült organizasyonlarda (altın şafak gibi) 3.5 sene sadece bir ya da iki ritüel ve pratiğin uygulanmasıyla geçer. Kendim adına, sadece auranın bir miktar genişlemesi ve güçlenmesini sağlamak gecelerce süren ve kan ter içinde kaldığım meditasyonlara sebep oldu. Aynı uygulamanın, belirli aşamalardan geçtikten sonra kişiye sağlayacağı sonuçlar da çok farklıdır. Soru aynı olsa bile yıllar sonra sorulduğunda farklı cevap vermemize benzetebilirsiniz. Örneğin ateşle çalışmak, yabani bir canlının güveninin kazanmak gibi de görülebilir. İçimizdeki yansımasını keşfetmek, korkularla yüzleşmek ve önce kendimizi daha iyi tanımamız demektir. Siz hemen tanıştığınız birine ne kadar güvenirsiniz.. Bu nedenle, kişiyi sadece teoride değil, gerçekten bir Adeptus Minor (yani içsel inisiyasyon) olabileceği içsel noktaya getirmek için gerekli teknikleri öğrenmek için genelde beş veya altı yıllık yoğun ve spesifik bir çalışma gerekir..

Zamanın önemi yalnızca ego içindir, ruh için değil. Eğer arzunuz gerçekten ruhtan ilham alıyorsa, zaman sizin için önemsiz olacak ve hedefiniz, yolunuz sizler için önemli olacaktır. Eğer büyümek istiyorsanız sükût içinde bir perdenin arkasından anonim olarak devam edin. O zaman çeşitli şeylerin gücünü daha iyi anlayacak, yolculukta iyi arkadaşlıklar edinecek ve geçişe(ustalık eşiğinin geçilmesi) yaklaşacaksınız.

Zamanın bu denli yayılması, sizin de geçişte daha az hasar almanızı sağlayacaktır. Eğitim almadan ya da doğru ekipmanları giymeden uzaya açılan bir kapıdan geçmek gibi düşünün. Gerekli hazırlıklar yapılmazsa gittiğiniz yerde bilinçsizce savrulmaktan başka şansınız olmaz. Zamanla yolda gördüğünüz ve keşfettiğiniz şeyler doğanıza ters gelmek yerine doğanızın bir parçası olarak zihninize işlenir ve doğal sürecin sizi maruz bırakacağı aşamalar gelecekte yaşayabileceğiniz tehlikelerden sizleri korur. Farkındalık zamanla artar ve karakteristik yapınız dahil olmak üzere pek çok şeyin olgunlaştığına şahit olursunuz. Jean Dubuis ve Dolores Ashcroft-Nowicki ezoterik bir sürecin kendi kendine işlenmesinin 18 aya kadar sürebileceğini belirtir. Ek olarak pek çok egzersize sadece bedenen ve zihnen entegre olabilmemiz bile bir kaç ay alır. Meditasyonun kendisi de bu açıklamaya dahildir. Bazı ay çalışmalarından da örnekler verilebilir, bu tarz çalışmaları ayın sadece 1-2 günü yapabiliriz. Ancak bir kez yerine oturdukları ya da işlevleri kazanıldığı zaman astrolojik döngülerden bağımsız olarak her zaman kullanılabilir. Bazı güneş çalışmaları da böyledir, oturması için dünyanın güneşin etrafında tam tur atması gerekebilir ve bu da bir sene demek.

Yukarıda benim ya da bazı okültistlerin bahsettiği gelişim için gereken süreler elbette ortalamadır.
Başka yazılarımda da dile getirmiştim, doğa gücü hak edene verir. Bazıları seneler süren çalışmalarla bile bazı güçleri elde edemeyebilir. Bazıları ise daha kısa sürede sonuç alır. İstisnai ve zamanlı çalışmalar hariç gelişim süresi genelde kişiye bağlıdır. Elbette çalışma yoğunluğu ve izlenilen sistem de önemlidir.

Konsantre olamayanlar ya da sistem bağımlıları neden başarısız olur?
Konsantrasyon başarının temel esaslarından biridir; görselleştirme ve meditasyon ise diğer ikisidir. Ancak konsantrasyon sadece zihinsel bir yeti değildir, aynı zamanda kişinin iç dünyasına yönelik bir tutum, bir yaklaşımdır. Eğer tüm zamanımızı bize aradığımız deneyimi verecek 'doğru sistemi' veya teknik kombinasyonunu arayarak geçirirsek, çoğu zaman kendimizi yenmiş olmayız. Bir sistem ya da uygulama seçip ona bağlı kalmalısınız. İyi, sağlam temeller en karmaşık büyülü çalışmalar ve çabalardan daha fazla sonuç verir. Çeşitli kaynaklardan gelen inisiyasyon ve teknikleri biriktirmek, bizi gerçekten önemli olan şeylerden -ruhani gelişim ve yüksek benliğe ulaşmaktan- uzaklaştırır. Bir ton teknik araştırıp, bir sürü büyü sistemi ezberlemek ve sonunda psişik hazımsızlık geçirmektense hayatınızın sonuna kadar her gün "OM" diye bağırmanız daha iyidir. Bir oku fırlatmak gibi düşünün, basit ve doğrudan tutun.. o zaman hedefinizi vuracaksınız.

Faydalı ve bazı kafa karışıklıklarını gideren bir yazı olmuş, teşekkürler