Güller İçinde Ölü

  • Konbuyu başlatan Eflovski
  • Başlangıç tarihi
E

Eflovski

Ziyaretçi
Ziyaretçi
Açık kalmış pencereden gelen soğuk esintiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Pencereyi kapatmak için ayağa kalktığı esnada beynindeki bin yıllık Yabancı uğuldamaya başladı. Son zamanlarda yaşadığı olayların kolay olmadığının farkındaydı. Ağır baş ağrısı ve mide bulantısı ile lavaboya doğru hızlı adımlarla ilerledi. Birkaç gündür bir şey yemediğinden dolayı ağzından garip seslerden başka bir şey çıkmadı. Annesinin onu küçükken uyuttugu örtüyü aynayı kapatacak şekilde asmıştı. Kendisini görmektense, üzerinde mor tavşan işlemeli örtü onu daha çok mutlu ediyordu. Göremeyeceği sonsuzlu bir tebessümle mutfağa doğru ilerledi, etrafı saran çürümüş meyve kokularına aldırış etmiyordu. Masadan aldığı kirli bir bardak ile fındıklı kahvesini yudumlayarak çalışma masasının başına geçti. Oda iyice soğumuştu ama pencereyi kapatmaktan vazgeçti. Baharın gelmesine bir ay kalmıştı bu yüzden soğuğu iliklerine kadar hissetmek istiyordu. Yabancının uğultularını susturmak için yayınlanacağı denemesi için başlık oluşturdu. Kitap kitap birikmişti yine. Yazdıkları yüzlerce insanın zihnine umut tohumları eker, hayattan zevk almalarını sağlardı. İnsanlar için, tüm balıklar ve ceylanlar için, yosunlar için, bulutlar için, yaşamış ama yaşayamayan herkes için cennetten çalınmış pembe şarkılar yazar okuyanları baştan yaşatırdı.
O kadar insana ışık kaynağı olduğunu bildiği hâlde çıkamadığı, gözlerini kör eden loş bir boşluktaydı. Bir zamanlar, genç bir kızken, yaşamak istediği hayatı yaşayamadığı için başkalarına yaşatır bundan zevk alırdı. Ve ülkenin dört bir tarafında ruhlarına ait olduğu kızları vardı. Odasının ortasında bir bulut gibi onları yağdırır, dağıtırır ama en çok özgür bırakırdı.
Tanımadığı insanların tenine değen rüzgarın, açık penceren girip çıplak bedeninde yayılmasına izin verip, denemesini nokta ile sonlandırdı. Gözlerini biraz dinlendirmek için kapattı.
Uyandığı zaman iki gün geçtiğinin farkında asla olmayacaktı. Çünkü
Yabancı, L'yi uyurken uğultu çıkararak rahatsız etmemişti. L, Yabancıyı denemek için en son yarım bıraktığı kahve bardağını yere atarak kırdı, Yabancı ses çıkarmadı. İçinde korku, sevinç, hüzün, umut binbir hissi aynı anda hissetti. Masaya doğru ilerleyip antik vazoyu yavaş yavaş aşağıya doğru itti, Yabancı yine ses çıkarmadı. Duyguları yoğrulmuş bir bulut gibiydi. Etrafında turlar attı, kırık bir cam parçası ayağını kesti ve uzun zaman sonra acıyı hissetti. Gözlerinden düşen damlalar, ellerinin çatlak, bedenin çıplak hâlini farketti. Gün boyunca etrafı toparlayıp, her yeri temizledi. Sonsuz bir güç gelmişti, Yabancı'dan kurtulmuştu. İnternetten bakarak evin güzel kokması için yüz tane gül sipariş etti. Gelen gülleri evin her yerine yayıp üzerinde uzandığı esnada. Yüzünü hatırlamaya çalıştı. Gözlerini sıkıca kapattı fakat kendini anımsayamıyordu. Evde tek ayna olan yere, lavaboya doğru koştu. Mor örtüye dokundu. Yabancının gittiğine son kez emin olmak için, neşeli şarkıyı hatırladığı kadar mırıldandı. Yabancı gerçekten gitmişti, tek bir uğultu yoktu.
Mor örtüyü hızlıca çektiği an uğultular her bir tarafını acı acı sardı. Aynadan 18 yaşındaki hâli, elinde kanlar içinde ölen bebeğinin ağlayan sesi, hemen arkasında Yabancı ve korkunç kahkası. Yabancı son kez fısıldadı "Aynadan mı kendine, kendine mi aynadan bakıyorsun?"
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst