Uyuyunca Nereye Gidiyoruz

Uyuyunca düşünmekte zorlanılan yere gidiyoruz. Çünkü oraya ancak yok olan gider. Orası öyle bir yer olmalı ki vücut ancak biz yok olunca kendini dinlendirebiliyor. Demek biz uyanık isek vücudumuz yorulmaya devam edecek. O zaman o yer vücutta değil. Çünkü vücudumuzda olsak bir şekilde yine uyanığız demektir. Peki neredeyiz.

Çözüm şöyle. Öz ruhumuz kutsal bir ışık zerreciği. Ve manevrası sonsuz. O ışık zerreciğinin içinde bizden ayrı bir bilinç manevra yaparak başka bir bedene gidiyor. Ve orada kendinden farklı ruhta deşarz oluyor. Deşarz ise uyanıkken aynıyı farklı olanla değiştiriyor. Çünkü öz ruh bilinç eğirirken olumsuz bilinçleri de eğiriyor. Bunu da her zamanki başka bir bedende ayıklıyor. Yani biz uyuyunca ölüyoruz. Yok oluyoruz. Öz ışığımız bilinç eğiren bir safhada olmadığı için deşarz merkezine ayrı bir bilinçle taşınması kolay oluyor. Aynı şeylerin etkileşimi doğal olduğu için Ahmet’in bilincinin Didem’e gitme olasılığı oldukça yüksek. Biz maddede deşarz olamayız. Hayvanda deşarz olamayız. Biz uyuyunca bize müsait uyanık bir vücut ve ruhunun bilinç daveti ile deşarz denen şey gerçekleşiyor. O deşarz uyanık kişinin bilincini oluşturuyor. Yani kullandığımız bilinç Deryanın nötr hale gelmiş öz ışık zerreciği ruhudur. Derya o an uyuyor ve öz ruh zerreciği bizde deşarz oluyor. Bilinci kişiselleştirmek doğala aykırıdır. Çünkü bilincin izini takip edersek silsilede bir başkasının bilincini bulacağız.

Bu da hiçbir zaman hiçbir şeyin özel olmadığı anlamına gelir. Ve bu ortam ancak bilinmezliği bilerek bozulur.
 
Üst