Enerji Nedir?

Stayuzay

Karga
thunder-original.jpgenerji nedir? Atomaltı parçacıklardan tutun da fillere, insanlara, makinelerle yıldızlara dek evrendeki bütün cisimlerin çalışması için gereken enerji nedir ve nereden geliyor? Enerji maddenin içsel bir özelliği mi, yakıt gibi depolanabilecek ayrı bir şey mi? Yoksa kütlenin enerjiden türemesi gibi enerji de maddenin bir özelliği mi?

Fizikte, enerji doğrudan doğruya gözlemlenemeyen fakat kendi konumundan hesaplanabilen fiziksel sistemin geniş ve korunmuş bir özelliğidir. Enerji, fizikte temel önemdedir. Pek çok biçime girebilmesinden dolayı enerjinin kapsamlı bir tanımını yapmak imkânsızdır ama en yaygın tanım şudur: Enerji, bir sistemin yapma kapasitesidir. Fizikte iş, kuvvetin yer değişim yönündeki bileşeninin etkisinin yer değiştirmeyle çarpımı olarak tanımlanır ve enerji, iş ile aynı birimle ölçülür.

Türkçe'de enerji nedir? Bu soruyu yanıtlamak için enerjinin tanımını yapacağız ama dikkatli olmak lazım. Fizikte enerji terimini günlük dilden farklı kullanıyoruz ve Türkçemizde de enerjiyle ilgili birçok deyiş var. Örneğin “Bugün hiç enerjim yok. Yataktan kalkamıyorum…” İyi örnek ama bu bir tanım değil. Peki ya “Türkiye enerji üretiminde dışa bağımlıdır ve yurt dışından enerji almaktadır” tespiti? Vahim bir örnek ama bu da tanım değil. Biz burada fiziksel enerjiden söz ediyoruz.

Fiziksel enerji iş yapma yeteneği veya kapasitesidir ama bu kez de iş nedir diye sorabiliriz. Buna Türkiye’de gençlerin uzun zamandır arayıp da bulamadığı şeydir yanıtını verebilirsiniz ama fizikte iş yapmak parçacıklar, atomlar ve insanlar gibi cisimlerin yerini değiştirmektir. Fizikte işi enerji olmadan ve enerjiyi de iş olmadan tanımlayamayız. Dolayısıyla birinci ders: İş ve enerji maddenin birer özelliğidir. Bunlar fizikte sayısal değerlerle gösterilir; çünkü maddeyi meydana getiren parçacıklar gerçekten var olan fiziksel nesnelerdir. Fiziksel nesnelerin de fiziksel özellikleri vardır.

Örneğin elinize bir futbol topu alın. Bu topun bir konumu vardır ve ne kadar hızlı yer değiştirdiğine bakarak hız özelliğini de ölçebiliriz. Oysa hız konum ve hareketten türeyen bir özelliktir. Bir topun belirli sürede aldığı yoldur. Evet, hız=uzaklık/zaman olarak bu üç parametreyi birbirine göre hesaplayabiliriz ama uzaklık ile zaman fiziksel olarak hızdan türemez hız bunların bileşkesidir.

Fizikte, enerjinin önemi için bir sebep; enerjinin korunma özelliğidir. Enerjinin korunumu yasası şöyle söyler: Enerji ne yaratılabilir ne de yok edilebilir, sadece farklı biçimlere dönüştürülebilir.Peki enerji hiç bir zaman göremediğimiz ya da yıldırım gibi yoğun enerji durumlarında görebildiğimiz ve formüllerle somutlaştırabildiğimiz bir şey midir sadece? Bildiğiniz gibi; bize okul hayatımız boyunca öğretilen şey; “maddenin yapı taşı atomdur” cümlesiydi. Evet bu kesinlikle doğru. Fakat bilim sınır tanımıyor ve asla elindekiyle yetinmiyor. Madde atomlardan oluşur. Peki, atom neyden oluşuyor? Cevaplarınızı duyar gibiyim. Nötronlar, protonlar, çekirdek. Peki çekirdeğin içinde ne var? İşte bu sorunun cevabı insanları çok şaşırttı. Çekirdeğin içinde “Kuark” denen enerjiler var. Bu enerjiler ise sürekli titreşim halinde ve belirli frekanslar halinde sinyaller gönderiyor. Aslında madde olarak gördüğümüz katı cisimler tamamıyla enerjiden oluşuyor. Evet, evet biz aslında enerji denizinde yüzüyoruz…. Evrende her şey enerjidir ve her enerji kendisine benzeyen diğer enerjileri çeker.

Yani madde olarak gördüğümüz her şey (vücudumuz dâhil) enerjidir. Evrende temel bir kütle var olmadığı ve bu kütlenin enerji olması sebebiyle, tek bir yerde olması da imkânsızdır. Maddeyi oluşturan parçacıklar, başka parçacıklara dönüşebilirler. Bir enerjiyle üretilip, yine aynı enerjiyle yok edilebilirler. Hem sabit bir dönüşüm, hem de sürüp giden bir harekettir bu enerji. Bu nedenle bütün yaşadıklarımız birbirleriyle bağlantılıdır. Çünkü hepimiz aynı bütünün parçalarıyız. Bu nedenle var olan enerji parçacıklarıyla kimi zaman düzenli, kimi zaman ise düzensiz bağlantılar içindeyiz. Bir anlık bir bağlantı, bir diğerimizin aklından geçeni okumamız veya bir başkasının düşüncesini telepatik olarak etkilediğimiz anlamına gelir. Bu da enerjiyi doğru kullanmamızın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Hintliler, yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişe sahip “Prana” diye anılan evrensel bir enerjiden bahsedeler. Türkçe karşılığı “yaşam soluğu” dur. Hintli yogiler binlerce yıldır meditasyonlarında, titreşimlerini artırmak için bu enerjiyi kullanırlar. Çinliler, yaşam enerjilerine “Chi” adını verirler. Çinlilere göre Chi, yin ve yang adlı iki zıt enerjiden oluşan güçtür. Bu iki zıt kutup ancak uyum içinde ve eşit miktarlarda olurlarsa kişinin yaşam enerjisi sağlıklıdır. Eski Çin tedavi tekniği olan akupunktur yin ve yang’ın dengesi kullanılarak yapılmaktadır. Yahudiler ise aynı enerjiye, “Kabala” anlamı “Yıldızsal Işık” tır. Görüldüğü gibi binlerce yıldır insanlar ve toplumlar yaşam enerjiyi değişik isimlerle anmışlar ve kullanmışlardır.

İnsanın enerji alanı ise evrensel enerjiden farklı değildir çünkü evrensel enerji kanalıyla üretilir. En ilkel bilinçten, en gelişmiş bilince kadar değişiklik gösterebilen bir yapısı vardır. Bazen öyle insanlarla karşılaşırız ki, hiç elektrik alamadım, yanında çok huzursuz oldum, deriz. Hiçbir ışıkları yoktur. Bir an önce yanlarından uzaklaşmak isteriz. Bazen de öyle insanlarla karşılaşırız ki, etraflarına ışık saçıyorlardır. Bu iki tip insanın yaşam enerjileri bilinç seviyeleri ile doğru orantılıdır. Etrafa ışık saçan insan tipi, gelişmiş ve tekâmül etmiş bir bilince sahiptir ve etrafına sevgi, mutluluk vermekten, insanlara yardım etmekten başka bir şey yoktur bilincinde. Bu üst seviyede gelişmiş bilinç, çok hızlı titreşimlere ve çok yüksek bir yaşam enerjisine sahiptir. Evrensel enerji alanımız auramızdır. Yaşam enerjisini ve auranın yoğunluğunu artırmanın en pratik ve herkesçe uygulanabilir yollarından biri nefes tekniklerini kullanarak meditasyon yapmaktır. Bu yöntem muhteşem evrensel enerjiden yararlanmak, kendimizi beslemek ve ışık saçan bir varlığa dönüşmek için idealdir. Çakralar ise insan vücudundaki ana enerji merkezleridir. Her insanın vücudunda yedi tane çakra, yani enerji merkezi bulunur. Sankritçe’de “Tekerlek” olarak adlandırılır. Vücudun bölümleri ve organları ile ilgilidir. Bunlar evrensel yaşam enerjisini içine çeken merkezlerdir ve evrensel enerjiyi, insani enerjiye dönüştürerek tüm vücudun ve organların enerjilerinin dengelenmesini sağlarlar.

Peki bizler bu enerjiyi nasıl dönüştürebilir, yönlendirebilir ve kullanabiliriz?

Kaynaklar
 
Üst