Asteria
Karga
Geleneksel Türk Tiyatrosu
Sözlü edebiyat ürünü olduğu kabul edilen geleneksel tiyatroda güldürü ön plandadır. Doğaçlama olarak oynanır ve şarkı, dans gibi eşlikçiler kullanılır. Ders verici unsurlar oyunların ham maddesidir. Halkı bilinçlendirmek, nasihat vermek bunları yaparken güldürmek ve eğlendirmek geleneksel tiyatronun ana fikridir.
Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun çeşitli türleri vardır: Karagöz, Orta Oyunu, Kukla, Meddah ve Köy Seyirlik Oyunları.
1) Karagöz (Gölge Oyunu) Deriden veya mukavvadan kesilip boyanmış ‘tasvir’ adı verilen şekillerin beyaz perde üzerinden arkadan ışık verilerek hareket ettirilmesiyle gerçekleştirilen oyuna gölge oyunu denir. “hayal-i zıll, zıll-i hayal”(gölge hayali) isimleri ile de anılır. Dillerden dillere dolanmış bir hikâyeye göre: Karagöz ve Hacı İvaz isimli arkadaşlar Orhan Gazi zamanında bir cami inşaatında işçilermiş. Sürekli konuşup şakalar yapmaları haliyle de inşaatın bitmesini geciktirmeleri yüzünden dönemin padişahı tarafından idam ettirilmiştirler. Ardından bu idamdan pişman olan padişahın acısını gidermek için Şeyh Küşteri isminde bir sanatkâr onların anlattıkları komik hikâyeleri kâğıttan yaptığı şekillere arkadan ışık vererek gölgelerle anlatmasıyla ortaya Karagöz çıkmıştır. Bu yüzden oyuna “Küşteri perdesi” de denmiştir.
2) Meddah Kelime anlamı olarak “öven, metheden” olup kendine has jest ve mimikleri ile canlandırmalar yapan, halkı eğlendiren sanatçılara meddah denilir. Sahnede aksesuar olarak mendil ve sopa kullanırlar. Bu sopa “pastav, baston” isimleri ile de kullanılır. Tek kişilik bir tiyatrodur. Sanatçılar kahramanlık, aşk gibi hikâyeleri ezberden doğaçlama yoluyla halka anlatır.
3) Orta Oyunu Ada gibi dört tarafı seyirci ile çevrili bir meydanda doğaçlama yapılarak oynanan komedi türündeki tiyatro oyunudur. Tamamen metinsiz, ezbersiz bir şekilde oynandığı için tuluat tiyatrosu olup oyuncuların yeteneğini ön plana çıkarır. “Karagöz” oyununun gerçek kişilerle canlandırılmış şekli olarak bilinir.
4) Kukla Kukla sanatı çok eski tarihlere dayanır. Çin ve Hindistan gibi yerlerde bir din aracı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Zamanla yaygınlaşıp bir eğlence aracı olmuştur. Geleneksel Türk Tiyatrosu’nda birçok çeşidi mevcuttur: İp ile oynatma, el kuklası, sopalı kukla, araba kuklası, yer kuklası, ayak kuklası, iskemle kuklası… 19.yüzyıla kadar farklı farklı türlerde sahnelenmiştir ardından popülerliğini yitirmiştir.
5) Köy Seyirlik Oyunları Köy Seyirlik Oyunları’nın tarihi Orta Asya inançlarından, eski Anadolu halkının geleneklerinden izler taşır ve köylü halkı bu adetleri zaman geçmesine rağmen sürdürmüştür. Kırsal kesimlerde düğün, bayram, kutlama etkinliklerinde bölgenin yerlileri tarafından alaycı, eleştirel bir üslupla çeşitli taklitler, ağız özellikleri aracılığıyla mizah türünde oynanır. Herhangi bir sahne unsuru, aksesuarı bulunmaz bu yüzden sahne sanatının en ilkel hali olarak da geçer
Sözlü edebiyat ürünü olduğu kabul edilen geleneksel tiyatroda güldürü ön plandadır. Doğaçlama olarak oynanır ve şarkı, dans gibi eşlikçiler kullanılır. Ders verici unsurlar oyunların ham maddesidir. Halkı bilinçlendirmek, nasihat vermek bunları yaparken güldürmek ve eğlendirmek geleneksel tiyatronun ana fikridir.
Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun çeşitli türleri vardır: Karagöz, Orta Oyunu, Kukla, Meddah ve Köy Seyirlik Oyunları.
1) Karagöz (Gölge Oyunu) Deriden veya mukavvadan kesilip boyanmış ‘tasvir’ adı verilen şekillerin beyaz perde üzerinden arkadan ışık verilerek hareket ettirilmesiyle gerçekleştirilen oyuna gölge oyunu denir. “hayal-i zıll, zıll-i hayal”(gölge hayali) isimleri ile de anılır. Dillerden dillere dolanmış bir hikâyeye göre: Karagöz ve Hacı İvaz isimli arkadaşlar Orhan Gazi zamanında bir cami inşaatında işçilermiş. Sürekli konuşup şakalar yapmaları haliyle de inşaatın bitmesini geciktirmeleri yüzünden dönemin padişahı tarafından idam ettirilmiştirler. Ardından bu idamdan pişman olan padişahın acısını gidermek için Şeyh Küşteri isminde bir sanatkâr onların anlattıkları komik hikâyeleri kâğıttan yaptığı şekillere arkadan ışık vererek gölgelerle anlatmasıyla ortaya Karagöz çıkmıştır. Bu yüzden oyuna “Küşteri perdesi” de denmiştir.
2) Meddah Kelime anlamı olarak “öven, metheden” olup kendine has jest ve mimikleri ile canlandırmalar yapan, halkı eğlendiren sanatçılara meddah denilir. Sahnede aksesuar olarak mendil ve sopa kullanırlar. Bu sopa “pastav, baston” isimleri ile de kullanılır. Tek kişilik bir tiyatrodur. Sanatçılar kahramanlık, aşk gibi hikâyeleri ezberden doğaçlama yoluyla halka anlatır.
3) Orta Oyunu Ada gibi dört tarafı seyirci ile çevrili bir meydanda doğaçlama yapılarak oynanan komedi türündeki tiyatro oyunudur. Tamamen metinsiz, ezbersiz bir şekilde oynandığı için tuluat tiyatrosu olup oyuncuların yeteneğini ön plana çıkarır. “Karagöz” oyununun gerçek kişilerle canlandırılmış şekli olarak bilinir.
4) Kukla Kukla sanatı çok eski tarihlere dayanır. Çin ve Hindistan gibi yerlerde bir din aracı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Zamanla yaygınlaşıp bir eğlence aracı olmuştur. Geleneksel Türk Tiyatrosu’nda birçok çeşidi mevcuttur: İp ile oynatma, el kuklası, sopalı kukla, araba kuklası, yer kuklası, ayak kuklası, iskemle kuklası… 19.yüzyıla kadar farklı farklı türlerde sahnelenmiştir ardından popülerliğini yitirmiştir.
5) Köy Seyirlik Oyunları Köy Seyirlik Oyunları’nın tarihi Orta Asya inançlarından, eski Anadolu halkının geleneklerinden izler taşır ve köylü halkı bu adetleri zaman geçmesine rağmen sürdürmüştür. Kırsal kesimlerde düğün, bayram, kutlama etkinliklerinde bölgenin yerlileri tarafından alaycı, eleştirel bir üslupla çeşitli taklitler, ağız özellikleri aracılığıyla mizah türünde oynanır. Herhangi bir sahne unsuru, aksesuarı bulunmaz bu yüzden sahne sanatının en ilkel hali olarak da geçer