İnuit Mitolojisi

Beluga Nilak

Teğmen
Üye
İnuit Mitolojisi

Tarihte geçmişe uzandığımızda MÖ 2500 yılından bu yana, atlattıkları onca zorluğun karşısında kültürlerini yaşatmaya çalışmış ve bu uğurda çokça can vermiş İnuklar. Gelin önce onları biraz daha iyi tanıyalım!

1735580817953.png
Grönland, Labrador, Quebec, Nunavut, Kuzeybatı Toprakları, Geleneksel Yukon, Rusya, Alaska ve Chukotka Özerk Okrugu'nun Chukotsky Bölgesi dahil olmak üzere Arktik ve Kuzey Amerika'nın yarı arktik bölgelerinde yaşamış yerliler olan İnuit Halkının popülasyonu günümüzde gerçekten de bir hayli azalmış durumda. Onlara her zaman İnuk ya da İnuit Halkı denmiyordu, dağılmış bir toplum, birbirinden çok uzaklarda habersizce yaşayan insanlar olduklarından farklı zamanlarda farklı yerlerde farklı şekillerde isimleri bulunuyor. Paleo-İnuit zamanlarında, ilk başta net bir isimleri yokken kısa bir zaman içerisinde Pre-Dorset döneminde, yaşadıkları bölgeler dolayısıyla Saqqaq olarak duyulmaya başladılar. Bundan 2000 yıl kadar sonra ise Dorset, başka deyişlerle Tuniit ya da Sivullirmiut adlarını aldılar. İnuit dilinde -miut eki -insanı anlamına geliyor, yani yine yaşadıkları bölgelerden türetilmiş isimleri vardı diyebiliyoruz. Yine yaklaşık olarak 2000 yıl ardından MS 1000 zamanlarında, şimdi Qaannaaq olarak bilinen Thule'nin Halkı(Proto-İnuit) olarak tanınmışlar. 600 yıl sonra ve hâlâ ise İnuk, Yup'ik, Yupiaq, Yupiit ve Yupiaq yani İnuit Halkı olarak tanınıyorlar. Bu dönemde savaşlar, doğa olayları, hastalıklar onları da bir hayli etkiledi. Zaman içerisinde farklı toplumlar tarafından tanınıp, ev sahibi oldukları misafirliklerde Avrupalıların getirdiği tek şey sanat eserleri, teçhizat, yemekler değildi. Hiç karşılaşmadıkları türden hastalıklarla mücadele etmeye çalışmaları kısa sürede çok fazla can vermelerine sebep oldu. Onların merhem ya da ilaç yapabilecekleri bitkiler, sebzeler, meyveler, çiçekler yoktu. Hayatta kalmak için denizde ve buzul karada avlanmak durumundalardı yalnızca.


1735581187105.png

Her toplulukta olduğu gibi, bu insanların da bir inancı, umudu, dini görüşleri vardı. Animizm ve Şamanizme hat safhada inanmalarının yanında, İnuit Şamanları diyebileceğimiz Angakkuq ya da Anatquqlar, tüccarlar ve şifacılar olmalarının yanında şimdilerde mümkün olmasa da uzun dönemler kendi kabilelerine liderlik de etmiştirler. Binlerce yıldır Angakkuqlar denizden toplayabildikleri yosunlar, deniz tarakları, taşlar, buzdan ve kardan inşa ettikleri, hayvanlardan temin edebildikleri başka türlü türlü bir çok şey ile çalışmalar gerçekleştirmekte.





İnuit Mitolojisine genel bir çerçevede bakmak istediğimizde aslında bir hiyerarşi söz konusu değil. İnuit kozmolojisinde her şey dengede; alan verir, veren ise muhakkak alır. İnuit Halkı asırlardır dağılmış olduğundan, inançları, Tanrı/Tanrıçaları ve mitolojik karakterleri de yaşadıkları bölgelerden çokça etkilenmişti. Her farklı İnuit topluluğu, farklı Tanrı/Tanrıçaları ana olarak kabul etmiş ve ağırlık vermiş ama diğer ilahi figürleri de ihmal etmemiştir. Aralarındaki mesafelere rağmen onları her zaman birleştiren, inançları ve gelenekleri olmuştur.


1735581609294.png


İnua (ᐃᓄᐊ)

Pek çok dini görüş ve felsefede yer alan Chi, Ki terimlerinin tamamen aynısı bakıldığında. Yaşam gücü, yaşam enerjisi, yaşam özünü temsil eder. Canlı veya cansız olan her şeyde, her yerde bulunur, İnua sayesinde yaşar, güç buluruz derler. İnua'ya saygı gösterilir, hiç bir kimse avlanır avlanmaz öylece işini göremez, farklı hayvanlar için farklı ritüeller uygulanır. İnuitler geleneksel kıyafetleri ile ettikleri danslarda, düzenledikleri etkinliklerde, ritüellerde, avlanmalarında bazı maskeler takarlar. Her maske ne ise onun İnua'sını taşır derler, örneğin bir kimse fok maskesi takıyor ise bu Fok İnua'sı taşıdığı anlamına gelir. Ölümle saygının büyük bir dengede, bir dönüşümle ilerlediği görüşleri bulunur böylece.


1735582421901.png



Silap İnua (ᓯᓚᑉ ᐃᓄᐊ)

Bir cinsiyeti, tasviri olmayan Silap İnua(Ruhun Sahibi, ᓯᓚᑉ ᐃᓄᐊ) ya da Silla(Nefes, Ruh, ᓯᓪᓚ), rüzgarın ve havanın ruhunu, aynı zamanda eteri ifade eder. Pek çok farklı İnuit Topluluğunca, evreni anlatan bir tanrıdır. Sonsuz karakterde, her biçimde var olabilecek Silla, her şeyi kontrol eder. İnsanları, Silla'nın ıslak kumdan oluşturup, nefesini üflemesiyle yarattığına inanılır. İçimizdeki ses, vicdanımızın kendisini oluşturur. Daima bizimle olmasına rağmen bir o kadar uzak ve ulaşılmazdır. Nefes alıp veren her ruha İnua'yı o verirken, geri kalan tüm İnualar, Nunam, Pukimna ve Sedna gibi tanrıçalar tarafından bahşedilir.


1735582884165.png


Adlivun

Dünya'daki süresini tamamlayan her şey, sonunda Adlivun, yani Ölüler Diyarına gider. Torngarsuk ve Sedna buraya ev sahipliği yaparken Tornat ve Tupliaq gibi pek çok varlık da burada yaşar. Ölen kişilere, hayvanlara Pinga ve Anguta buraya kadar eşlik eder. Kişiler ölüp mezarları dikildikten 3 gün sonra, sevenleri tarafından mezarın etrafında bir ritüel gerçekleştirilir. Bu ritüelle ruhların daha çabuk, daha kolay bir şekilde Adlivun'a götürüleceği düşünülür. Verilen adakları Pinga ve Anguta'ya birer rüşvet olarak da düşünebilirsiniz. Adlivun'a giden ruhların yaklaşık olarak bir yıl kadar burada kaldıklarına inanılır, sonrası her ruh ve görüş için farklı gelişir.


Buraya kadar okuduğunuz ve ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim, umarım merakınızı yeterince giderebilmişimdir. Varsa sorularınızı ve isteklerinizi daima beklerim, bir sonraki yazıda görüşmek üzere, ışıkla kalın!

Kaynakça: wikipedia.com, mitolojiler.com, web.archive.org, sacred-texts.com, escales.potant.com, mythlok.com, eternalhauntedsummer.com etc.
 
Son düzenleme:
Üst