Julianus

Rag Nel

Karga
Julianus Kimdir
Flavius Claudius Iulianus ya da Julianus Apostata (Dönme Julianus) MS. 361-363 yılları arasında Konstantin Hanedanı'na mensup Roma imparatoruydu. Kendisi son pagan Roma imparatoruydu ve imparatorluktaki çöküşü durdurmak amacıyla geleneksel ibadeti geri getirmeye çalışmıştır.
Felsefe çalışmalarından ötürü yaşadığı dönemde ve halefleri arasında Filozof sıfatıyla anılmıştır. Hristiyan kaynakları ise Hristiyanlığı reddetmesi ve Neoplatonizmin daha yeni bir biçimi olan Teurgia'ya geçmesinden ötürü kendisinden genellikle Dönme Julianus diye bahseder. Ayrıca bazen Didius Julianus'tan ayırt edebilmek için kendisinden II. Julianus diye de bahsedilir.

Julianusun din görüşü
Julianus, Hristiyanlıktan Paganizm'e geçtiği için Hristiyanlar tarafından "Dönme" olarak adlandırılır. Libanios ile aralarındaki mektuplaşmalarda belirttiğine göre çocukluğunda Hristiyanlık kendisine kuzeni hevesli bir Aryan Hristiyan olan ve pagan inanışa sahip bir akrabaya tahammül etmesi söz konusu olmayan II. Constantius tarafından dayatılmıştı. A.H.M. Jones'un gözlemine göre "yalnız ve ıstıraplı çocukluğu sırasında aldığı Hristiyanlık eğitimine şiddetle tepki gösteren Julianus tutkulu bir şekilde sanat, edebiyat ve Yunan mitolojisine ilgi duymaya başladı ve sevdiği her şeyi zararlı bir gösteriş olarak kınayan yeni dinden tiksinmeye başladı. Güçlü bir dinî yaradılışı vardı ve teselliyi çağdaşı Neoplatonist filozoflarının öğrettiği panteist mistizmde teselli bulmuştu." Helenizme geçmesinden sonra ömrünü bu geleneği korumaya ve yeniden kurmaya adamıştı.

Başa geçtikten sonra Julianus, Roma Imparatorluğuna eski gücünü kazandırmak üzere dinî reformlar başlattı. Ayrıca Hristiyan kilisesini Konstantin'in Hristiyanlığın meşru hale getirmesinden sonra tapınaklardan yağmalanan zenginlikleri iade etmeye zorladı. Çoktanrıcılığa dayanan eski Roma inancının onarımını destekledi. Çıkardığı yasalar zengin ve eğitimli Hristiyanları hedef alıyordu. Amacı Hristiyanlığı yıkmak değil tıpkı 13. yüzyılda Budizmin Çin'de alt sınıflara itilmesi gibi dini imparatorluğun yönetici sınıfından uzaklaştırmaktı.
Julianus kamu görevlerindeki Hristiyan piskoposların nüfuzunu azalttı. Kilisenin el koyduğu topraklar gerçek sahiplerine iade edildi ve psikoposlar devlet bütçesiyle bedava seyahat etme ayrıcalığını kaybettiler.
4 Şubat 362'de Julianus din özgürlüğünü garanti altına alan bir ferman çıkardı. Fermana göre hukukun önünde yasaların önünde tüm dinler eşitti ve Roma İmparatorluğu, Roma Senatosu'nun eyaletlerde hiçbir dini dayatmadığı eski dinî çeşitliliğine dönmeliydi.
Julianus'un dinî konumu tartışmaya açık bir konudur. İmparatorluğun erken dönemlerindeki kuralcı Roma mezhebinin gereklerini uygulamamıştır. Daha ziyade Teürji ve Neoplatonizm ile özdeşleşen klasik felsefeyi uygulamıştır. Hristiyan tarihçi Socrates Scholasticus'a göre Julianus, Eflatun ve Pisagor'un öğretilerine uygun olarak reenkarnasyon yoluyla kendisinin Büyük İskender olduğuna inanıyordu.
Hristiyanların geçmişteki Roma imparatorları tarafından uğradığı zulüm Hristiyanlığı güçlendirmekten başka bir işe yaramadığı için Julian'ın faaliyetlerinin çoğu imparatorlukta paganizmin yeniden inşasına karşı Hristiyanların örgütlenme becerilerini baltalamak ve zayıflatmak üzere tasarlanmıştı.

Ölümü
363 yılının Mart ayında Julianus, kuzeni II. Constantius döneminde kaybedilen Roma şehirlerini geri almak amacıyla Sasani İmparatorluğu üzerine sefere çıktı. Sasani topraklarına girmeden önce pagan dinini yeniden imparatorluğa hakim kılma politikalarını benimsemeyen Antakya halkına karşı Misopogon adlı hiciv retoriğini yazdı.
Sibylline kitaplarındaki bir kehanetten cesaret alan Julianus yaklaşık 90.000 kişilik ordusuyla Antakya'nın ötesine geçerek Sasani topraklarına girdi. Procopius'un komutasında 30.000 kişilik bir ordu Ermeni kralının destek güçleriyle bir araya gelmek ve Sasani başkentine kuzeyden saldırmak üzere Ermenistan'a gönderildi. Julianus, bir dizi şehri ele geçirip, Sasani askerlerini yenerek başarılı bir şekilde Roma ordusuna önderlik etti. Sasanilerin başkenti Tizpon'un surlarının önüne vardı ancak (Tizpon Muharebesi) Sasani ordusunu yenmiş olmasına karşın Pers başkentini alamadı. Ayrıca Procopius da geri gelmemişti dolayısıyla Julian ordusunu güvenli Roma sınırları içine çekmeye karar verdi.
Geri çekilirken Julianus, Maranga yakınlarına Sasani ordusuyla yapılan başarılı bir muharebe sırasında 26 Haziran 363'te öldü. Az sayıda adamla, zırhsız biçimde geri çekilmekte olan orduyu takip ederken karaciğerinin alt kısmına ve bağırsaklarına saplanan bir mızrakla yaralandı. Yarası ölümcül değildi. Julianus özel doktoru Bergamalı Oribasius tarafından tedavi edildi. Orbaius'un elinden gelen her şeyi yaptığı anlaşılmaktadır. Bu tedaviye muhtemelen bağırsakları dikmek için yaranın şarapla ıslatılması da dahildi. Nitekim yaralanmasının ardından geçen üçüncü günün akşamında ölmüştür. Naaşı vasiyeti üzerine hayatta olan son aile üyesi Procopius tarafından Tarsus'a nakledilmiştir daha sonrasında ise Konstantinopolis'teki Büyük Konstantin'in yaptırdığı Havarium Kilisesine nakledilmiştir. Lahdi bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi bahçesinde bulunan üç lahitten üzerinde haç bulunmayan lahit olduğu iddia edilir.
Libanius'un anlattığına göre Julianus kendi askerleri arasındaki bir Hristiyan tarafından öldürülmüştü. Bu iddia Ammianus Marcellinus ve çağdaşı tarihçiler tarafından paylaşılmamıştır. Julianus'un yerine kısa süreliğine imparator olan Jovian geldi.
İddiaya göre son sözleri Vicisti, Galilaee ("Sen kazandın İsa") olmuştur ve güya bu şekilde ölümüyle Hristiyanlık'ın imparatorluğun resmî dini olacağını anladığını göstermiştir.

EZYVWobWkAEH59F.jpg
Alıntıdır
 
Üst